Çift Terapisi
Evlilik bağı toplum birimin en temel ve en önemli yapı taşıdır. Bu bağ kimi durumlarda kişilere ya da çevresel sebeplere bağlı olarak yıpranıp zedelenebiliyor. Çiftler ve çocuklar yıpranan bu ilişkinin arkasından uzun ya da kısa vadede olumsuz etkilenip psikolojik destek almak durumunda olabiliyor.
Çift terapisi yaşanan bu yıpranmaların ardından kişilere uzmanlarca verilen profesyonel desteği ve bununla birlikte kişilerde oluşan manevi desteği tanımlar. Bu psikoterapi türü aileler arasında oluşan bağın türünü anlamaya çalışan, evlilik bağını kişilerin bireysel olarak değil bir bütün olarak gören ve değerlendiren ve bu ilişkinin çiftlere ve çocuklar üzerindeki etkilerini araştıran, bireyler üzerindeki etkisini bireysel ve bütüncül araştırıp irdeleyen psikoterapi türüdür.
Çift terapisinin konusu sadece aile içinde çözülemeyen problemlerin konuşulduğu bir terapi türü olmayıp madde kullanımı, cinsel işlev bozuklukları, geniş aile sisteminde gözlenen rahatsızlıklar (kronik hastalıklar gibi), ilişkiye yansıyan bireysel psikolojik rahatsızlıklar, çocuklarda görülen bazı davranış bozuklukları, eşler arasında iletişim kurmada yaşanılan problemler, yetişkinler ve çocuklar arasında yaşanan ve çözümlenmesi güç problemler, stres ve bunun gibi bir çok konu çift terapisinin konusunu oluşturmaktadır.
Çift Terapisi İle Amaçlanan Konular Nelerdir?
Çift terapisinin aile içindeki dinamikleri anlayıp çözümlemenin yanında bireylere vereceği psikolojik rehberlikte yer almaktadır. Bu dinamikleri çözümleyip rehberlik yaparken etik kurallara dikkat edilmeli ve danışanlara seçenek sunulmalıdır. Danışanlar terapistin söylediği yönergeler içinde kendilerine en uygun alanı bulup kendi süzgeçlerinden geçirip durum değerlendirmesi yapmalıdır.
Etik kurallar içerisinde terapistin bire bir yönerge vermesi ve danışanların bu yönergeleri olduğu gibi alıp uygulaması olumlu sonuç vermeyip sorunların çözümlenmesini ve açıklığa kavuşmasını güçleştirecektir. Terapistlerin danışma süreci boyunca farklı dinamikler üzerine odaklanması gerekir. Odaklanılan konular kendi içlerinde bir bütün oluşacak şekilde ilerleme sağlamayı amaçlamalıdır.
Bu konuların irdelenme amaçları şunlardır:
-
Terapistler danışanların psikolojik olarak iyileşme sürecini anlamalı ve danışanlara süreçte kendilerini tanımaya yardımcı olup davranış altında yatan sebepleri değerlendirmelerine yardımcı olmalı
-
Terapistler danışanlar arasında iletişimi çözümlemeli ve varsa aksaklıkları gidermelidir. Bu süreç ilişkinin daha şeffaf ve anlaşılır bir boyuta gelmesi açısından önemlidir.
-
Terapist çiftlere bu süreçte eşit mesafede yaklaşmalı ve her ikisinin de varsa çocuklarında süreçte anlaşılması sağlamalıdır.
-
Terapistler danışma süreci boyunca ilişkinin dinamiğini anlamalı ve danışanları hiçbir şekilde yargılamadan ve eleştirmeden analiz yapmalı ve danışanların kendilerini rahat hissedeceği bir alan oluşturmasına yardımcı olmalıdır.
-
Terapistlerin, terapi süreci boyunca dikkat etmesi gereken nokta bireylerin davranışlarının bireysel sonuçları değil aile üzerindeki etkisini araştırmak olmalıdır. Her bireyin aile üzerindeki etkisinin ailenin tamamına etkisi tespit edilmelidir.
Çift Terapisinde İncelenen Basamak Süreci
Ailelerin sorun nedeni ile terapistlere başvuru sürecinde sorunu hızlı bir şekilde kavraması ve çözüm odaklı çalışma yapmaları gerekir. Bu süreci doğru anlamak ve yönetmek profesyonelce yapılması gereken bir uzmanlık alanı gerektirir. Aile kurumunun işlevsel sürecini bozan kritik noktaların tespit edilmesi ve analizi en doğru şekilde yönetilmelidir.
Terapi süresince ele alınan konular çeşitlilik göstermekte olup her biri bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bu konular çoğu zaman bireysel depresyon, iletişim bozuklukları, kaydı ve endişe, aile dışı faktörler, çocuklar ve ebeveyn çatışmaları, kültür çatışmaları, nörolojik etkenlerin bireyler üzerinde bıraktığı izler olarak ele alınabilir.
Terapinin en verimli şekilde olması aile basamağı sürecini en iyi şekilde anlamaya bağlı olarak gerçekleşir.
Bu basamak genel anlamda şu şekildedir.
-
Evlilik gerçekleşmeden önce çiftlerin bu sürece hazırlanmasını kapsayan dönem
-
Evlilik dönemine yeni girmiş çiftlerin bu anlaşmaya uyum sağlamaya çalıştığı dönem
-
Evlilik kurumuna yeni bireylerin katılması ve bu sürece uyum evresi
-
Evlilik kurumuna katılan bireylerin hayatlarında zor bir dönem olan ergenlik çağına girmesi ile gerçekleşen süreç
-
Ergen bireylerin genç yetişkinlik dönemi ve çiftlerin orta yaşların sonuna geldiği olgunluk çağının geldiği döneme girilen süreç
-
Çiftlerin yaşlılık dönemine girmesi ve çocukların evi terk ettiği çiftlerin tekrar yalnız kalma evresinin gerçekleştiği dönem
Her ailenin dinamiği farklı olduğu için bu evre ailenin yapısına göre farklı şekillerde gerçekleşebilir. Bu basamak sürecinde aileler dönem dönem farklı problemlerle karşı karşıya kalabilir ve problemlerin içinden çıkamadığı durumlar olabilir.
Çift Terapisi Süreci Gerektiren Sebepler
Çift terapisi tıpkı bireysel terapi gibi ailenin yapısına göre farklılık gösterir. Çift terapisi bazen birbirinden tamamen farklı iki kültüre sahip bireylerin ortak bir hayata adım atması ve hayatlarına birlikte yön vermeleri gereken durumlar sebebi ile olabilir. İki farklı insanın ortak hayatı kabul etmesi sonucu karşıdakinin kültürünü, hatalarını, eksiklerini, farklı yönlerini kabul etmeye uyum süreci çoğu zaman çift terapisi gerektirir.
Çift terapisi bu süreçte birbirinden farklı olan inanç, değerler sistemi, kültür, mesafe gibi meseleler konusunda çiftler karşısındakini anlamaya, kimi zaman olaylar karşısında farklı bakış açısına sahip olmaya ve farklı durum değerlendirmesi yapma konusunda bakış açısı kazandırılmaya çalışılır.
Bazı durumlarda eşlerden biri ya da her ikisi de evlilik öncesi düzeni devam ettirme gibi bir bakış açısı ile devam etmek isteyebilir. Bu durum bir aile düzeni oluşmasını engelleyeceği için çiftlerin orta noktada buluşmaları gerekir.
Eşlerin farklı etnik kökenden, farklı kültürden gelmiş olması, kişinin ailesinin geniş ya da çekirdek bir aile olması, kişilerin ailelerin olaylara bakış açısı ve bireylerin aile büyüklerinin etkisinde kalma durumu sonucu çıkan çatışmalar çift terapisi desteği ile olumlu neticelerle sonuçlandırılabilir.
Çift Terapisi Sürecini Besleyen ve Destekleyen Konular
Çift terapisi aile kurumunu kuran çiftlerin dışındaki faktörler sebebi ile de gerçekleşebilir. Bu faktör kimi zaman aile sonradan dahil olan küçük çocuk sebebi ile oluşabiliyor. Katılan yeni birey çiftlerin evlilik için ayırdıkları zaman üzerinde süreç yönetimini etkilediği için çiftlerin yeni duruma alışmaları kimi zaman uzun sürelere sebep olabiliyor.
Aile içindeki sürecin işleyişine etki eden tek faktör çocuk olmadığı için her faktörün aile içi işleyişi farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Her evre kendi içinde ayrı değerlendirilmeli ve çözümü engelleyen sebep net olarak tespit edilmelidir. Küçük çocuğun aile içinde ayrıldığı zaman dilimi dışında aile içindeki pozisyonu ve günlük davranışları anneyi ve babayı ayrı ayrı etkile edip farklı çatışmalara zemin hazırlanabilmektedir.
Küçük çocuk bazı durumlarda ise okulda ve çevresiyle yaşadığı problemleri aile içine farklı şekillerde taşıyarak aile yapısının temelindeki taşların yerinden oynamasına ve bu durumda ebeveynlerin yeni duruma farkında olmadan alışmak durumunda kalmasına sebep olabilir. Çift terapisi aile bireylerinin bakış açılarını tek kek kavrayıp aile üyelerinin tamamına ortak bir sistem adına yeni ve ortak bir bakış açısı kazandırmak adına temel bir önem sağlar.
Süreç boyunca eşler ve çocuklar sürece birlikte dahil edilerek kazandırılan bakış açısı süreç boyunca kalıcı çözümler sunmak adına önemlidir. Çift terapisi günümüzdeki kültür çeşitliliği ve bireysel farklılıkların son derece arttığı bu dönemde ön görülen ve ön görülemeyen sebeplerden ötürü çiftlerin sorun yaşamadan sağlıklı bir evliliğin başlatılması ve yürütülmesi adına uzmanlarca almaları gereken bir psikoterapi olarak önerilmektedir.