Hava değişimlerinin psikolojik etkisi yadsınamaz bir
gerçektir. Mevsimsel depresyon denilen sorun, kış mevsiminde güneşe maruz
kalmanın azalmasıyla birlikte ortaya çıkar. Bu durum beynin hipotalamus
kısmındaki biyokimyasal dengesizlikten kaynaklanır. Her kış, özellikle Eylül ve
Nisan ayları arasında, nüfusun yaklaşık yüzde 7'si en sık görülen iklim
değişikliklerinden etkilenir. Mevsimsel depresyon olarak bilinen bu bozukluk,
kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Beyinde bulunan ve meletonin
hormonunun üretilmesinden sorumlu olan epifiz bezi, karanlık ortamlarda bu
hormonun üretimini arttırır. Söz konusu hormon meletonin, insanların fiziksel
hareketlerini yavaşlatan ve mutlu, uykulu bir ruh hali yaratan doğal bir
sakinleştirici özelliğe sahiptir. Özellikle kış ayları geldiği zaman melatonin
hormonunun üretimi artar. Bunun ile birlikte depresif belirtilerin görülme
sıklığı da artmaktadır.
Hava Değişimi ve Psikoloji Arasındaki İlişki
Havadaki ani değişimler biyolojik ve ruhsal değişimler yaşanmasına
neden olur. Pek çok insan kış ayları geldiğinde daha yorucu, düşük enerjili ve
yüksek kalorili yiyecekleri yemeyi tercih ederken, ilkbaharda bitkiler gibi
daha canlı, yüksek enerjili ve düşük kalorili yiyecekleri tüketmeyi tercih eder.
Hava koşullarındaki ani değişikliklerin bir sonucu olarak, depresyon, aşırı
duygusallık, hassasiyet veya çatışma eğilimi, yorgunluk, eklem ağrısı ve baş
ağrısı, uykuya dalma güçlüğü veya aşırı uyku, yeme alışkanlıklarında kişiden
kişiye değişiklikler olabilir. İnsanların yağmurlu ve bulutlu havalarda daha
içe dönük ve karamsar, aşırı sıcak havalarda ise sabırsız, yavaş ve yorgun
oldukları bilinmektedir. Güneşli ve açık havanın insan psikolojisi üzerinde
olumlu etkileri vardır. Bunun yanı sıra hava değişiminin psikolojik
sonuçları kişiden kişiye değişmekle birlikte aşağıdaki şekilde
sıralanabilir:
·
Depresyon
·
Belirgin endişe hali
·
Aşırı duygusal hassaslık ve sinirlilik
·
Olağan aktivitelere karşı ilgi azalması
·
Yorgunluk
·
Kas, baş ve eklem ağrıları
·
İştahsızlık
·
Soğuk algınlığı belirtileri
·
Belirli besinlerin tüketiminde aşırıya kaçma
·
Aşırı yeme
·
Uykuya dalamama
·
Çok uyuma
Güneş ve Serotinin İlişkisi
Psikolojiyi dengede tutan, canlılık, mutluluk ve zindelik
hissi veren, uyku döngümüzü düzenleyen, konsantre olmamıza yardımcı olan ve
beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan bir kimyasaldır. Serotonin
eksikliği ile yorgunluk ve utangaç ruh hali, artan kaygı, memnuniyetsizlik ve
uykuya dalma veya uykuya dalma güçlüğü gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu
nedenle serotonin düzeylerinin dengede olması hem zihinsel hem de fizyolojik
sağlık için önemlidir. Bu seviyeyi dengede tutmak için pek çok faktör yardımcı
olur. Bunlar spor yapmak, gün ışığında vakit geçirmek, stresli durum ve
olaylardan mümkün olduğunca uzak durmak, triptofan, B6, B9 ve B12 içeriği
yüksek besinler yemek, alkol ve kafeini en aza indirmek gibi faktörlerdir. Tüm
bunlar serotonin seviyelerini yüksek tutar. Bu açıdan hava değişiminin
psikoloji üzerindeki etkisi serotinini etkiler. Bundan dolayı özellikle
güneş ışığında vakit geçirmek serotinin seviyesini yükseltir.