Günlük
hayatında kaygı yaşayan insanlar, görünürde tehlike yokken aniden kalp
çarpıntısı, göğüs rahatsızlığı, nefes darlığı, kas gerginliği, sıcak basması,
soğuk terleme, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı, kontrol kaybı ve halsizlik
hissi ile karşılaşır. Bu yoğun korku ve kaygı hali her an ortaya çıkabilir. Bu
açıdan kaygının kalp krizi, felç, boğulma, kafa karışıklığı ve ölüm hissi olmak
üzere çeşitli belirtileri vardır. Birçok fiziksel semptomla birlikte yoğun
korku ve kaygının yaşandığı bu duruma panik atak denir. Panik atak, vücudun
koruyucu sisteminin bilinçli veya bilinçsiz olarak tetiklenmesidir.
Ayağa Kalkıp Vücudu Dik Tutmak
Endişeli
olduğunuzda veya korktuğunuzda öne doğru eğilir ve kalbiniz ve ciğerlerinizin
bulunduğu vücudunuzun üst kısmını korumaya çalışırsınız. Bu doğal tepkiye
anında çözüm olarak omuzlarınızı geriye atın ve dik durun. Bu sayede, tüm
normal bilgileri vücudunuza ileterek sakinleşmeye yardımcı olabilirsiniz.
Derin Nefes Almak
Derin bir
nefes almak sakinleşmenize yardımcı olabilir. Nefesinizi derin ve eşit
aralıklarla alarak kaygı ile baş edebilirsiniz. Bu şekilde sakinleşebilir ve
yeniden odaklanabilirsiniz. Kaygı bozukluğu olan kişiler genellikle en
kötüsüne odaklandıkları için kendilerini aşırı kaygı içinde bulurlar. Bu
fikirlerin gerçekliğini yeniden değerlendirmek en mantıklı olur. Örneğin iş
yerinde sizi endişelendiren bir konuşma yapmanız gerekiyorsa, başarısız
olacağınızı değil, bu konuşmaya hazır olduğunuzu düşünmelisiniz. Derin bir
nefes almak ve korkularınızı yeniden değerlendirmek, beyninizi endişe verici
düşüncelere karşı eğitmenize yardımcı olur.
Ana Odaklanma
Kaygı
anında ne yapılmalı
sorusu için ana odaklanmanız gerektiği cevabı verilebilir. Kaygı, geleceğe
dönük zihinsel bir durumdur. Bundan sonra ne olacağı konusunda endişelenmek
yerine şimdiye odaklanmalısınız. Bunun yanı sıra endişelenecek bir şey
olmadığını bilinçli olarak kendinize hatırlatmanız da önemlidir. Gerekirse,
günün farklı saatlerinde endişelerinizi yeniden değerlendirmek için kendinize
izin verin. Bu sayede zihninizde dolaşan sahneleri belirli bir saat dilimine
yönlendirerek gününüze huzurlu bir şekilde devam edebilirsiniz.
Şekerden Uzak Durma
Stresli olan
pek çok kişinin aklına gelen ilk şey, tatlı bir besin tüketmektir. Ancak çok
fazla şekerin kaygı üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini gösteren
araştırmalar vardır. Panik ataklarınızın başladığını düşünüyorsanız, şeker
oranı yüksek yiyeceklere geçmek yerine bir bardak su için veya protein
açısından zengin yiyecekler yiyin. Proteinli yiyeceklerin sindirimi yavaştır,
bu nedenle vücudunuz burada biriken enerjiyi kullanabilir.
3-3-3 Kuralını Uygulama
3-3-3 kuralı
çerçevesinde etrafınıza bakın ve gördüğünüz üç şeyi listeleyin. Sonra
duyduğunuz üç sesi söyleyin ve ardından vücudunuzdaki üç bölgeyi söyleyin.
Sonrasında bileklerinizi, parmaklarınızı ve kollarınızı küçük artışlarla
hareket ettirin. Anksiyete atağı hissettiğiniz anda bu kuralı uygulamanız
sakinleşmenize ve kafanızdan yıldırım hızıyla geçen endişeli düşüncelerden
kurtulmanıza yardımcı olacaktır. Bu sayede kaygı bozukluğu ile daha
kolay bir şekilde baş edebilirsiniz.